3 Ekim 2009 Cumartesi

Ateş alırcasına yukarı çıkış

Programı neredeyse bir ay önce yapmıştık. En son seferinde Selimiye Belediye iskelesine bırakılan Levent Bartan’ın “Tea Boat”unu İstanbul’a birlikte getirecektir.
Levent & Can (Aksoy) 27 Pazar günü gece otobüsle Marmaris sonra Selimiye’ye ulaştılar. Aslında ben de onlarla birlikte aynı tarihte Selimiye'ye gidip Yunus'u görmek istiyordum. Ama Simba'nın salı günkü test sonuçlarını almadan yola çıkmak istemedim.

Teknenin ikmalini tamamlayıp yola revan oldular. İlk etapları sadece 3 saatliğine Bodrum / Yalıkavak olmuş. Sonra sabah 06.00da yeniden açık denize rota tutup akşam saat 21.45de hiç durmadan Çeşme Belediye Marinaya bağlandılar.
Ben de 29 Salı gecesi otobüse binip sabah 08.30 da Çeşme’de tekneye intikal ettim. Yakıt ve kumanyayı tamamlayıp hep birlikte yola çıktık.
Tea Boat bir Sun Oddysey 32İ. Kompakt rahat bir tekne. WC ve mutfak biraz sıkışık olsa da 2 kişilik hadi bilemedin 4 kişilik ekibi rahatça misafir edebilecek büyüklükte. Havuz geniş ve rahat. Ama bütün yeni versiyon tekneler gibi plastik olduğu her halinden her seyrinden belli oluyor. 28HP motoru ile 6,5-6,8 Knot yol yapabiliyor. Salınımları fazla seyir konforu düşük.
Çeşme limanından ayrılıp rotayı Chios doğu uzantısı Oinousses adasının güney doğu ucuna tutturduk. Sonra Karaburunu bordalayıp Midilli-Plomari’nin 10 mil doğusuna dümen tuttuk. Adaya vardığımızda saat öğleden sonra saat 16.00 cıvarıydı. Adanın ne kadar balıkçısı varsa denize dökülmüşlerdi. Midilli’nin doğu sahilleri boyunca öbek öbek siz deyin 100 biz diyelim 150 balıkçı sandalı gördük. Saat 19.00 sularında Midilli Tokmak Burnunu da ( Neredeyse adama kıt’a gibi geliyor, git git bitmiyor) bitirip Sivrice çakarını bir mil açıktan sancakta bırakıp Baba Kale’ye dümen kırdık. O ne?! Kocca Baba Kale çakarı çakmıyor. İçimizden dışımızdan okuyup üfleyip (!!) yola devamla Bozcaada üzerinden Çanakkale boğazına girdik. Sabah hava aydınlanmadan önce güvertedeydim ama bir ara yatıp uyudum. Uyandığımda saat 09.00 sıralarında Can ve Levent Çanakkale Marina’da yakıt ikmalini yapmış, ekmek ve poğaça da alıp palamarları çözüyorlardı. Hiç durmadan çarşaf gibi bir denizde yola devam edip Cuma sabahı saat 06.00 da Fenerbahçe Marina’da Tea Boat’u pontonuna bağladık.

Çoğunluğu motorla olmak üzere havanın müsaade ettiği zamanlarda genoa ve tekneye yeni yapılan jenerker ile yelken seyri yaptık.

Özetle 460 deniz mili yolu toplam 72 saatte gelerek neredeyse yeni bir rekor kırmış olduk. Ortalama seyir hızımız 6 Knot olarak hesaplanabilir.


Levent'e bu yolculuğa beni de davet ettiği, Can'a da yolda gelirken yaptığı espiriler, "sıcıklı yımırtalar" için teşekkür ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder