24 Haziran 2011 Cuma

Sakin Seyir

Nihayet, 21.yy başında insanlar aslında ne kadar gereğinden fazla hızlı yaşadıklarının farkına vardılar.Dünyanın her tarafında "slow....." akımları aldı başını gidiyor: Slow Sex-Slow Food-Slow Trawel-Slow Parenting(!?) ve Ispanya'nın Katalunya bölgesinde latin yelkenlerle denize çıkan amatörlerin başlattıkları "Slow Sailing". Aslında bu slow sailing uzun zamandır Avrupa ve Amerika ile Avustıralya'da gruplar halinde kurulup gelişen benim de üzerine basa basa millete anlatmaya çalıştığım Yelken&Kürek  ( Voile&Aviron) / ( Row&Sail)hareketinin bir benzeri .
Katalunya'lılar bir de Facebook da sayfa açmışlar. Ben üye oldum. Manifestoyu benimsiyorsanız sizin de Facebook grubuna katılmanızı ve bu akımın Uluslararası alanda gelişmesine katkıda bulunmanızı önerir dilerim.
Flama da hazır .

9 Haziran 2011 Perşembe

Sakin Seyir Manifestosu- Slow Sailing Manifesto

SAKİN SEYİR MANİFESTOSU

1- Önemli olan tekne değildir. Önemli olan senin teknen ve denizle kurduğun ilişkidir. Boyunun, bedelinin veya donanımının, kürekli bir sandal veya büyük bir yat olmasının da  hiç önemi yok. Önemli olan onu diğer bütün sahip olduğun nesneler gibi görmeyip, sana zevk veren, unutulmaz deneyimler yaşatan, denizi tanıtan ve en önemlisi seni sana tanıtan bir yol arkadaşı olarak gör.

2- Limanda bağlı olsa bile içinde zaman geçir. Yaşam alanının bir parçası olsun. Teknen üzerinde çalış, tamir et ki teknen de ortaya koyduğun eserlerden biri olsun. Bu, sen ve teknen arasında daha sağlam bağlar kurulmasını sağlar.

3- Denize çıktığında aceleci olma. Uzun bir yolculuk yapacakmışsın gibi dönüş saatini düşünmeden yola çık. Kol saatini unut ve güneşin seni yönlendirmesine izin ver. Denklemden hız ve zamanı çıkartırsan geriye  uzay kalır : Deniz.

4-  Sabit rotasız ve hedefsiz yola çık. Basitçe yelken yap. Kendini rüzgar ve denizin seni yünlendirmesine izin ver. Ne katettiğin ne de önünde kalan  milleri düşün. Hiçbir yere gitme.Sadece denizde ol ve anın zevkini çıkart.

5- Elektronikleri unutup eski usül seyir yap. Aletlere bağlı kalmamayı öğren. Ne kadar zamandır rasat yapmadın ? Seyirde yerini saptayıp kağıt bir harita üzerine işle. Anemometreyi unut. Rüzgarı yüzünde ve ensende hisset. Seyir sanatını öğren : Gerçek denizcileri tanımlayan budur.

6- Cep telefonunu, radyoyu, müzik çaları kapat.Seni karaya bağlayan bağlantılardan belli bir zaman için kop. Sessizlik ! Denizin mırıltısını, bodoslamada dalgayı, yelkenin pırpırını, rüzgarın nefesini dinle.

7- Yekeye veya dolaba yapışıp kalma. Dümeni bir arkadaşına bırakıp kendini akışa terk et. Ne kadar zamandır teknenin güvertesine şöyle rahatça uzanmadın veya bodosamada oturup bacaklarını iki yandan sallandırmadın? Yalnız isen, yelkenleri trimle, dümeni bağla ve bırak böyle gitsin tekne. Ekibine ve teknene güven.

8- Bir seyir defterin olsun. Çıkışlarını ve hissettiğin duygularını yaz. Böylece her denizde oluşunun duygularını saklayacak ve ileride hatırlayacaksın. Bu duygularını mesela bir blogda başkaları ile de paylaş.

9- Eğer yarışmaktan hoşlanıyorsan asla ödülü düşünerek yarışma. Yarışa, denizi, tekneni ve kendini rekabet içinde tanımayı öğrenmek için gir.

10- Tekneni terk etme, o bunu asla yapmaz.

11- Hergün denizi bir an için de olsa seyret ve enerjisini içine sindir. Gittiğin her yere onu da götür.
-------------------------------------------------------

The Slow Sailing Manifesto

1.- Whatever your craft, whether a rowing boat, or a luxury yacht, it’s yourrealationship with your boat and the sea that matters. Regardless of length,price and equipment, your craft isn’t just another of your many possesions butrather an agreeable travelling companion with whom you can learn about thesea and, more importantly, about yourself.

2.- Spend time aboard your craft even if it’s just tied up in the harbour. Make theboat part of your living space. Do little jobs aboard, this will hieghten your senseof ownership and will strengthen the ties between you and your craft.

3.- Leave your hurries and worries on the quay when you go sailing. Go withouta set time to return, as if you were leaving for a long journey. Forget your watchand let the sun guide you. If you take speed and time out of the equation you’releft only with space: the sea.

4.- Sail without a strict course or destination. Let the wind and sea take youwhere they will. Don’t think about miles covered or those still to go. Don’t goanywhere, just sail and enjoy the moment.

5.- Disconnect the electronics and sail like they used to. Learn not to depend onyour instruments. When was the last time you took a bearing? Or a sun sight?Find your position and mark it on the chart. Forget the windspeed indicator, feelthe wind on your face. Learn the art of sailing, become a real sailor.

6.- Disconect the mobile and turn off the music. Cut your ties with the land.Listen to the murrmuring sea, the bow wave, the flap of the sail, the breathing wind.

7.- Don’t hog the helm. Let somebody else take it. How long has it been sinceyou stretched out on deck or sat at the bow? If you’re sailing alone, tie off thetiller, balance the sails and let yourself go. Trust in your crew and in your boat.

8.- Write a log book. Detail your sailing trips and note down your feelings. Thengo back over your notes and re-live the experience. Share your experienceswith others in what ever way suits you best.

9.- Race, if that’s what you like but don’t go for the prize. Go to learn about the
sea, your boat and yourself. There’s no more stimulating prize than this.

10.- Don’t desert your boat, she’d never desert you.
(This is a play on a famous Spanish campaign to stem the amount of pets that are abandoned by the roadsides in
Spain, particularly during the summer holidays.)

11.- Contemplate the sea for a while each day, let it’s energy flow into you and
take it where ever you go.
------------------------------------------------------------------

Manifeste de la Navigation Tranquille

1.- L’important ce n’est pas le bateau mais le rapport que tu établis avec lui et la mer.
Peu importe sa longueur, son prix ou son équipement ; peu importe que ce soit un
canot à rame ou un grand yacht ; ce qui compte, c’est de le considérer non pas comme
un objet quelconque faisant partie de tous ceux que tu possèdes mais comme un
compagnon de voyage qui peut procurer plaisir, expériences inoubliables, une
connaissance de la mer et, surtout, de toi-même.

2.- Séjourne à bord, même si ce n’est qu’amarré au port. Qu’il devienne une partie de
ton espace vital. Travaille sur ton bateau, retouche-le, de façon à ce qu’une partie de
ton bateau devienne ton oeuvre, et qu’une partie de ton oeuvre soit en rapport avec ton
bateau. Cela établira des liens plus solides entre ton bateau et toi.

3.- Lorsque tu navigues ne sois pas pressé. Pars sans penser à l’heure du retour,
comme si tu partais faire un long voyage. Oublie ta montre et laisse le soleil te guider.
Si tu élimines la vitesse et le temps de l’équation, il ne reste que l’espace : la mer.

4.- Pars naviguer sans cap précis, sans destination. Navigue, simplement ; laisse-toi
porter par le vent et la mer. Ne pense pas aux milles parcourus ni à ceux qu’il reste à
faire. Tu ne vas nulle part. Uniquement navigue et jouis du moment.

5.- Oublie l’électronique et navigue à l’ancienne. Apprend à ne pas dépendre des
instruments. Combien y a-t-il de temps que tu ne prends pas un relèvement ou la
hauteur d’un astre ? Marque ta position et trace le cap sur une carte en papier. Oublie
les penons ; sens le vent sur ton visage et sur ta nuque. Apprend l’art de naviguer :
c’est lui qui caractérise les vrais marins.

6.- Coupe le cellulaire, la radio, l’appareil de musique. Coupe pendant un certain temps
les liens qui t’unissent à la terre. Silence ! Écoute la rumeur de la mer : la vague
d’étrave, le battement de la voile, l’haleine du vent.

7.- Ne t’agrippe pas à la barre ou à la roue. Cède le gouvernail à un membre de
l’équipage et laisse-toi porter. Combien y a-t-il de temps que tu ne t’allonges plus sur le
pont ou que tu ne t’assieds plus à l’étrave, pieds pendants ? Si tu es seul, amarre la
barre, équilibre le bateau avec les voiles et laisse-toi mener. Fais confiance à
l’équipage et à ton bateau.
8.- Rédige un journal de bord. Note les détails de tes sorties et les sensations que tu
éprouves. Tu conserveras ainsi les émotions de chaque sortie et tu pourras les revivre
plus tard. Partage ces expériences et ces émotions avec d’autres personnes à travers
un blog ou comme tu voudras.

9.- Si tu aimes faire des régates, ne les fais jamais en pensant au prix, mais parce que
c’est par la compétition que tu apprends à mieux connaître la mer, ton bateau et toi-
même. Il n’y a pas de prix plus stimulant que cet apprentissage.

10.- N’abandonne pas ton bateau, il ne le ferait jamais.

11.- Contemple la mer un instant tous les jours, imprègne-toi de son énergie et
emmène-lalà où tu ailles.

4 Haziran 2011 Cumartesi

PABLO NERUDA - ÖLMEYİN

Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler,
Yavaş yavaş ölürler okumayanlar,
Müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoş görmeyi barındırmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler,
İzzetinefislerini yıkanlar
Hiçbir zaman yardım
İstemeyenler.
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklara esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyen,
Veya bir yabancı ile konuşmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler
İhtiraslardan ve verdikleri heyecanlardan kaçınanlar,
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
Görmek istemekten kaçınanlar
Yavaş yavaş ölürler.
Yavaş yavaş ölürler
Aşkta veya işte bedbaht olup istikamet değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin
Dışına çıkmamış olanlar.
Yavaş yavaş ölürler...

2 Haziran 2011 Perşembe

Amatör olarak tekne yapacaklara tavsiyeler

Nedendir bilmem. Hep gözlemlemişimdir. Tekne sahibi olmak isteyen veya bir heves kendi teknesini yapmak isteyenler başlıktaki kriterleri ön plana çıkarırlar. Himm
Ya bedavaya plan ararlar
Ya buldukları tekneyi yok pahasına satın almak isterler
Ya kendi yapacakları veya yapmakta oldukları tekneler için en tapon en ucuz malzemelerin peşinden koşarlar.

Nedenini tahmin edebiliyorum: Deniz üzerindeki herhangi bir "iyelik"e para yatırmak, cebinden para çıkartmak zul geliyor.
Halbuki deniz üzerine çıkılan araç her ne olursa olsun, ister üç metre sandal ister 20 metre gulet, isterse ikinci el düşürülmüş bir kayık, ona hem kendi canını hem de belki çoluğunun çocuğunun canını emanet edeceksin.

Deyiş bilinir "Ucuz etin yahnisi yavan olur". Deniz şakaya gelmez. Deniz hata kabul etmez. Deniz üzerinde suyun ve rüzgarın gücü umulmadık zamanda azgınlaşır.Bir insanın kol gücü sınırını fersah fersah aşar.

Amatör tekne yapmak isteyen dostların en sakınması gereken davranışlardan biri bedava plan peşinde koşmak olmalıdır. Tanınmış, denenmiş, yapılmış, denizde yüzen teknelerin planlarını bedelini de ödeyip satın almalarıdır.
İmalata başlandığında da plan ne istiyorsa, hangi kalite ve standardı istiyorsa illa onu uygulamalıdır. Çünkü tasarımcı tasarladığı teknenin her türlü hesabını kitabını yapmıştır. Zaten o nedenle verdiğ emek karşılında planı bedeli karşılığı satar.

Diğer taraftan her teknenin tasarımı, bilinen, ölçülebilir deniz şartlarına göre sınırlandırılmıştır.
PocketShip ile Marmarayı boydan boya geçmek,
Güvertesiz bir sandala yelken takıp 5-6 havada laylay lom dolaşmak,
Yine güvertesiz bir sandala ille de kamara istiyorum deyip bir gecekondu eklemek,
Yapılan tekneye ilk heves istihap haddinden fazla adam doldurup denize çıkmaya kalkmak,
Sonuçları telafi edilemeyecek kazalara neden olur. Olabilir bile demiyorum OLUR.

Küçük bir tekne istiyorsan sınırlarını zorlamadan sahilllerde dolaşıp zevkini çıkart.
Kamaralı bir tekne istiyorsan beş metre altında bir tekeneye bakma bile
Denizci ve güvenli bir tekne istiyorsan önce kendi kendini eğit ve iyi denizci olmaya bak. Helal

Kısaca tekne çok denizci ama sen yetersizsen tekne ne yapabilir ki? Islık

Yukarıdaki yazdıklarıma eklemek istediğim iki nokta daha var:
Konunun ne kadar gerçek olduğunu önce Ömer Kırcal'da gördüm sonra da POP25'in tanıtım çevirisini yaparken Roberto Bporros'un yazısında saptadım.

Amatör tekne yapımcısı teknesini, istikrarlı bir şekilde, hiç aksatmadan 3-5, az veya çok veya kıt kanaat bir parayı her ay tekne bütçesi için ayırabiliyorsa eninde sonunda bitiriyor. Bir başka deyişle her ay sadece tekneye harcamak üzere 100 lira koysanız bile başladığınız tekneyi bitirirsiniz. İlk koyduğunuz 100 liralar birikip size kontraları aldırır. Sonrakiler epoksi ve elyafı .... Sonrakiler diğer ihtiyaçları. imalat süresi konusunda kendinizi kasmassanız tekne eninde sonunda denize kavuşur.

Kendi deneyimim ise biraz daha radikal: İster amatör ister profesyonel tekne yapımına hesapladığınız denize iniş bedelinin en az %85'i cebinde hazır olmadan işe başlama!
En az %85 bedeli olmadan bir tekneye başlarsanız Murphy kuralları ille devreye girer. Kereste alırsınız para biter. İleride gelecek parayabel bağlar diğer malzemeleri almak için beklersiniz.Örnek olarak :Aldığınız kereste veya kontra efsafını yitirir. Her şey iyi gider tekne biter bu kere para beklemekten motor alınamaz veya yelkenler eksik kalır.

Diğer bir deyişle parasızlıktan tekne orta kalan bir meftaya döner. Bu kere de heves bittiği gibi mevtayı kaldırmak için en ucuz en olmadık yollara sapar "Amaaan ne olursa olsun da bitsin şu meret" noktasına gelirsiniz. Aylarınız yıllarınız geçer hevesiniz ölür. Tekne daha denize inerken siz tekneden soğumuş olursunuz.

Genç ve hevesli amatör tekne yapacak arkadaşlara tavsiyem
- Herşeyden önce bir planda kesin karar kılın.
- Niyetinizi eşinizle paylaşıp onayını alıp, her ay sizin ve aileniz için uygun miktarda parayı "tekne parası" olarak biriktirmeye başlayın.
- Önce study planlarına ulaşın. İnceleyin. Gözünüz keserse farkını verip........
- İmalat planlarını SATIN ALIN. Bu aşamada teknenin kaba son maliyeti de ortaya çıkacaktır. Gerekiyorsa aylık biriktirdiğiniz tutarı artı veya eksi
revize edin.
- Mümkün ise tasarımcıya bir mail gönderip planı satın aldığınızı eğer mümkün ise inşa sırasında zaman zaman danışmak istediğinizi bildirin.
( Ben Golant Gaffer'ları yaparken mutfak ve evye bölümünde hatalar bulup tasarımcısı Roger Dongray ile temas etmiş, hatayı söylemiş ve tadilat
yapmıştım. Sonradan Roger bu uyarı için teşekkür etti. Diğer planlarında değişikliği not etti)
- Satın aldığınız planları vakit buldukça en ince ayrıntısına kadar inceleyin. Uygulamaları anlayın ve içinize sindirin. İyi bir marangoz bin defa düşünür
bir defa keser.
- İnşaya başlamadan malzeme ve aksesuar listelerini ayrı ayrı bir not defterine sıralayın. Hep cebinizde taşıyın. Fırsat buldukça veya rastladıkça
fiyat araştırması yapıp elde ettiğiniz fiyatları not defterinize yazın. Satın alma aşamasında çok faydasını göreceksiniz.

- Uygun malzeme ve aksesuarları her ay biriktirdiğiniz bütçeden satın alın. Biriktirdiğiniz veya ayırdığınız bütçe dışında ayrıca para harcamayın. Eğer böyle yaparsanız bilin ki ailenizle illa tekne yüzünden tatsızlıklar çıkacaktır.

Gerek GeKo gerekse dışarıdan hevesli ve bir an önce kendi teknesini yapıp bir adaya ayak basmak isteyen ve böylece hayatın önemli bir anını pas geçmek istemeyen oldukça çok arkadaşımız var. Zaman zaman değer verip bana da danışıyorlar. Orada, burada, söz arasında önemli, yol gösterci şeyler söyleniyor. Ama toplu halde bir arada olmasını daha değerli.

Konuya biraz daha katkı yapalım:
İlk defa kendi teknesini yapmaya soyunacak dostlara plan seçimindeki önerim seçecekleri tasarımın Dik&Yapıştır yöntemli olmasıdır.Bu inşa yönteminde hata payı hemen hemen sıfıra yakındır.
Tekne boyu 3 metre ila 4.5 metre arasında olmalıdır.
Varsın ilk tekneleri Okyanusları aşacak kadar "denizci" olmayıversin. Sadece yakın plajlara, komşu sitenin iskelesine veya az açıktaki kayalıklara gidebilsinler. Ama bu ilk denemede hem plan okuma ve yorumlama, hem el becerisi kazanacaklar ve fakat komplike bir planın uygulamasında karşılarına çıkacak daha ileri tekniklerin başarısızlığından kurtulacaklardır.

Bir diğer kolay ve hüsrana uğratmayacak inşa yöntemi kontra posta/perdeler üzerine yine panel halinde kontra kaplamadır. Bu yöntemde de tekne kabuğu ve üst yapı hızla ilerler tekne çıplak olarak da olsa çabuk biter.

Özellikle küçük boyutlu teknelerde "Yahu bu kontralar çok ince geldi gözüme 6 mm yerine 10 mm kullanacağım" gibi yorumlardan kaçının. Kendi kafanıza yaptığınız her değişiklik size denge sorunu, gereksiz ağırlık, fazladan kullanılacak malzeme ve maliyet artışı olarak geri dönecektir.

Serhat'ın TRT için yaptığı belgeselde de vurgulandığı gibi kendi teknesini yapmak öyle gözde büyütülecek kadar zor ve erişilmez bir çaba değil.
Sadece kararlılık, istikrar, sabır ve AŞK gerekiyor.