29 Ocak 2009 Perşembe
Motor yatakları tadilatı
Motor bakımı sırasında farkettik ki bu (L) lamaların özellikle arka taraftaki bağlantı cıvataları gevşemiş, motor sentesinden kaçmış ve layn bozulmuş. Motorun statik ağırlığı 105Kg'yu fazla fazla kaldıracak bu yapı çalışan motorda 500-600Kg güç bindikçe (L) profilleri ahşap yataklardan dışarı doğru açıyor. Bir başka deyişle motor, sadece yatay cıvatalar tarafından tutuluyor.
Tam bir denizci ve korsan dayanışması örneği ile geçen Pazar Cenk-Doruk ve Rıza İli usta, sonradan bize katılan Ateş ve Turhan korsanlarla elbirliği ile motoru caraskalla yerinden çıkartıp kamara içine koyduk. Motor sökülünce durumu daha net görüp fikir üretmeye başladık. Herkes kendince uygun ve masrafsız çözümler geliştirdi.Ama işin püf noktası motorun çalışırken ürettiği basınç / vuruntu ağırlığını cıvatalardan alıp sağlam yapılı yataklar üzerine almakta hem fikir olduk.Pazartesi günü motoru bağlayan Kemik Usta'da Tayo-Mar'a geldi ve Perşembe günü yerine monte edilmek üzere bir modifikasyona karar verdik.Kabaca resimleri aşağıya koyuyorum.
21 Ocak 2009 Çarşamba
Avrupa Birliği Motto'su
Единство в разнообразии (Edinstvo v raznoobraznii)
Uniti in a diversità
20 Ocak 2009 Salı
Derdimiz, kalitemizin karşılığını alamamak!
Üstelik son 20 yıldır Avrupa ve Amerika mümkün olduğunca masif ahşaptan kaçınıp marin kontrplak konstrüksiyona yönelmiş, inşa hız kazanmışken yine de kalite ancak kabul edilebilir seviyelerdedir.
Ama Türkiye’de yaptırdıkları teknelere en az parayı ödeyip en üst kaliteyi talep etmekten de geri durmuyorlar.
2005 yılında François Vivier ile birlikte 7 metre sınıfı klasik kabuklu ve cutter armalı bir modeli yine Türk bir müşteri için tasarımlama işine giriştik. Kabuk 1900’lü yıllarda Fransa Atlantik kıyısında kullanılmış 6 metre civarı “An Durzunel” adında bir balıkçı teknesiydi. Arması Türkiye’de şimdilerde pek bilinmeyen flambart arma idi. Müşteri ikircikli ya orijinal armasını veya randa cutter arma istiyor ama karar veremiyordu.
Güç bela François Amca’ya bizim denizlerimizde göze hoş görünecek bir çakmak hattı olan kabuğu kabul ettirebildim. Türkiye’deki marina kiraları ve sıkışık manevra nedeni ile cıvadranın da girer çıkar olması konusunda ikna ettim.
Uzatmayalım, “tak topuk tik kafalı” Fransız müşteri istiyor diye pek de içine sinmeden 7.40 boyunda bir ön tasarımı önümüze koydu. Tabii tamamı kontrplak inşa ve epoksi elyaf kaplamalı bir inşa öngördük.
Planlara abuk sabuk bir fiyat, o tarihte 6.000€ isteyince müşteri kaçtı. Ben de planların peşine gitmedim. Onun yerine 105$ verip 1946 yılı tasarımı “Blue Moon” planlarını edinip inşaya başladım.
Şimdi bu Fransızlar bizim ortaklaşa çabamız ile ortaya çıkarttığımız tekneyi yapacak müşteri arıyorlar. Teknenin resimlerini aşağıya koyuyorum.
Bütün bu hikâyeyi sadece Türkiye’de tekne yapımında fiyatlarımızın ne kadar makul olduğunu ispatlamak için yazdım.
4 parça yelken, iç mekan minderleri, 85 litre plastik temiz su tankı, 1 adet kimysal tuvalet, 2 gözlü ocak, zehirli boya, Volva D1-13 HP motor, iç aydınlatma ve seyir fenerleri, akü göstergesi ve (lütfetmişler) 2 adet çakmak soketi ile STANDART donanımlı.
Cutter arma anahtar teslim fiyatı 89.600€
Borda üzerinde lumboz (Opsiyonel) 270€
Balon Flok Opsiyonel 530€
2 kanatlı katlanır pervane –Opsiyonel 1040€
LED aydınlatmalar-Opsiyonel 285€
Daha ortalıkta demir, zincir, ırgat, hareketli donanım makaraları, ıskotaları, mandarları, usturmaçaları, palamarları, telsizi YOK.
TAYO-MAR'ın Perforansı hakkında notlar
Teknik değerleri
Imperial/ Metrik
LOA 22’ 11’’ /6.98 Mt
BEAM 8’ 7’’ /2,62 Mt
LWL 19’ 5’’ /5.92Mt
BWL 8’ 3’’ /2.52Mt
BALLAST 2200 LBS /997 KG
DPLM 7955 LBS /3610Kg
SAIL 430 SQFT2 /40 m2- Pik hariç
SAIL AREA TO DPLM RATIO 17 16–18 AVERGAGE
DPLMT TO LENGHT 485 308> VERY HEAVY
LENGHT TO BEAM 2.67
TEORICAL HULL SPEED 5,91 KNOTS
CAPSIZE RATIO 1.72 <2,0>
Tirilye’den çıkıp Bozburun’a giderken 1,5–2 metrelere varan, zaman zaman bodoslamadan çoğunlukla iskele baş omuzluktan aldığımız kaba dalgalarda Tayo-Mar tasarım üstünlüklerini bir kere daha ispat etti. Yabancıların “seaworthy” denizde emniyetli dedikleri niteliğini gözlemledik. Bodoslamanın hemen gerisinden başlayıp ta kıç aynaya kadar devam eden enine kesitlerdeki yüzdürücülüğün dengeli dağılımı hiç de 7 metre modern tasarımlı bir tekne gibi değil. O kaba ve kısa aralıklarla gelen dalgalarda çırpınmak yerine yumuşak hareketlerle salınımı bizi rahatsız etmedi bile. Teknenin içinde hiçbir şey devrilmedi, yer değiştirmedi ve yerlere saçılmadı. Bir ara baş bodoslamanın suya girdiğini gördüm. Ama denizler güverteye çıkamadı. Sadece teknenin baş omuzluğunda patlayan birkaç dalganın serpintisi yüzümüzü ıslattı.Su üstü kabuk ve kamara yapısının estetik güzelliği bir yana tekne boyunun 2/5 den aynaya ve 3/5 inden ciddi olarak bodoslamaya doğru yükselen çakmak (şiyer) hattı kendi boyuna göre o kadar iyi hesaplanmış ve doğru tasarlanmış ki tekne gerçekten de tanımında söylendiği gibi “her denize gider” sıfatını fazlasıyla hak ediyor. Aynanın alt merkezinin hemen su hattında bitmesi teknenin sağrısını güçlendiriyor ve fazladan yüzdürücülük sağlıyor. Böylece kaba denizlerde yol alırken sert vuruntular yerine hareketleri yumuşuyor.
AĞAÇ MI PLASTİK Mİ?
19 Ocak 2009 Pazartesi
SERÜVEN
1992 yılında bir arkadaşın seneler önce Mudanya sahilinde bulup üç paraya satın alıp İstanbul'a getirdiği, imalathanesinin bir köşesinde unutulmuş bir ingiliz gemisi "Kaptan filikası"nı ele alıp kalıp çıkarttık. 3.15 boyunda, bindirme kaplama çok hoş bir dinghy yaptık. Bir kaç sezon Moda koyunda cirit attım. Sonra da sattım.
1995 yılında 11,45 metre boyunda planlarını benim çizdiğim, Tuzla'da Nurettin'in inşa ettiği "THALASSA" ise o tarihlerde pek çok kişinin gönlünü fetheden bir Amerikan fantail bacalı motor teknesiydi. İki yıl boyunca yaz, kış Marmara-Boğaz onlarca misafirin kahrını çekti. Satılıp Tirilye'ye gideceği gün Fenerbahçe mendireği üzerinden iki gözüm iki çeşme yolcu ettim.
1997 yılında İngiliz tasarımcı Roger Dongray'ın ünlü "Golant Gaffer"ını 2 adet inşa ettik. Biri "YALIÇAPKINI" diğeri "SİNARİT BABA" isimleri ile vaftiz edildi. Cutter arma bu çok denizci tekneler de hem İstanbul hem Bodrum hem Göçek sahillerinde çok can yaktılar. YALIÇAPKINI denize inişinden ve güney sahillerini dolaştıktan sonra tekrar İstanbul'a geri döndü. Halen Heybeliada balıkçı barınağında. "SİNARİT BABA" ise temmuz 2009'da satın alınıp Selimiye'ye götürüldü.
Benim inşa ettiklerimin dışında biri Mustafa Birçek diğeri Ozan Yücel tarafından amatörce 2 Golant Gaffer daha yapılıp denize indirildi. Ozan'ın teknesi Marmara Adasında.
2008 Kasım ayında'da 2 adet Blue Moon'u yine Tuzla'da kızağa koydum. Temmuz 2008'de her ikisini de denize kavuşturdum. Biri "ANTIGONI" adı ile Yunanistan'a gitti. Diğeri TAYO-MAR'ı ben kullanıyorum.
2008 Aralık ayında kızağa koyduğumuz 29Ft İngiliz Kanal Cutter'ını (BCC) da Nisan/Mayıs 2009da denize indireceğiz.