Kısaca notlar şöyle:
Toplam yol süresi 11 gün
Toplam yol 1070 deniz mili.
Alınan yakıt : 997,92 litre ( Rab adası- Dubrownik ve Korfou)
En sert hava 8-9 kuvvet Aigina- Kea arası
En uzun sığınma 3 gün Kea
En uzun ayak Cavdat * Korfou 222 Deniz mili (3/07-1940 ile 5/07-0130, yaklaşık 30 saat)
Geçilen kanallar Lefkas ve Korinth.
Denizde tek resmi temas: Bozcaada'ya gelirken SG tarafından VHF bağlantısı.
HAZIRLIK
İstanbul’dan yola çıkmadan masa başı rota çalışması, pilot kitapların okunması ve hem onlardan hem de blog ve forum yazılarından copy/paste notların derlenmesi, yapılacak işlerin ve kumanyanın dökümü vs gibi hazırlıklarımızı zaten yapmıştık.
Her nedense ben Maxsea programını sevemedim onun yerine Maptech Pro kullandık.
1 Temmuz’da Krk Adası Punat marinasından avara olmadan önce 3 gün boyunca, yakıcı güneş altında önce sahibinden tekneyi teslim almak için harekete geçtik. Gayet ciddiye aldığı tekneyi tanıtma programı çerçevesinde her bir köşe bucağını anlatırken dinledik. Hiç kullanılmamış Budapeşte’de imal edilmiş (!?) genoa’yı ve çok az kullanılmış trenketeyi donattık. Güverte üzerinde çok kısıtlı donanım olduğu için bu yelkenleri donatırken biraz puzzle çözmemiz gerekse de İstanbul’dan gelen makaralar ve kilitlerle ve teknede bulduğumuz bir tam roda Lyros 8 kollu halatla kendi kullanımımıza uygun donanımı tamamladık.
Tıkalı olan arka kamara WC borularının tamiri ve bakımı yapıldı.Borunun içinden bir tek çorap çıkınca WC de kabul edilebilir çalışma sistemine oturdu. Patlak şişme bot yerine yine ikinci el bir bot satın aldık. Ki sonradan bu botun da tabanının sağ tüpten ayrıldığını ve kulananların diz kapaklarına kadar su içinde hizmet aldıklarını farkettik.!!!!Punat marinada bize her konuda yardım eden (!)Vladimir pek çok işte yolumuzu kısalttı diyebiliriz.
Önceki sahibi Macar İstvan ile ilk deneme seferine çıktığımızda tekne azıcık kara tren gibi kara duman atıp yavaşça yol aldı. Ertesi gün dalgıç indirip karina temizliği yapıldı. Bir gün önce ben kıç merdiveninden bota inip 9,9Hp Yamaha motoru güverteye almak için uğraşırken şaftta elimden büyük siyah midyeler görmüştüm. Varın gerisini siz tahayyül edin.
29 Haziran günü Istvan çantasını yüklenip bastondan uzatılan pasarelladan son defa pontona inip teknesi okşayıp ayrıldığını öğrendim. İyi ki o halini görmedim. İnsanın teknesinden ayrılmasının nasıl bir duygu olduğunu yaşayan bilir.
Motorun yağına suyuna bakıldı.
Punat’tan ayrılmadan önce LPG tüpü, küçük jeneratöre benzin ve yağ, motora yağ, alış veriş merkezi Conzum’dan kumanya, likit, eksik bölge haritaları, 2 adet 87 litrelik İgloo buz kutusu, internet bağlantısı için T Mobil’den Hırvat Vınn’I ve buz takviyesi yapıp yol ikmalini tamamladık.
3 gün boyunca “donatanımız” Necip Korsan bir an durmaksızın atom karınca misali oradan oraya koşturdu. Karıncalar gibi ha babam tekneye naylon torbalar içinde bir şeyler taşındı.
Elimde siyah defter listeler yapıp her alınanın üstünü çizerek sonunda ikmal işlemlerimizi tamamladık.
Bağlı olduğumuz B2 pontonunda 9 metre bir Alman teknesinin sahiplerinden biri handikape olup tekerlekli sandalyesi havuzlukta duruyordu. Bir başkasında 3.5 yaşındaki Golden Retriever sıcaktan bunalmış bütün gün uyukluyordu.
Saat 11 istikametinde bağlı motor yata gelen 2 Alman hatun tekneyi otel olarak kullandılar. Bol bol sosisli sandviç yiyip güneşlendiler.
Nisan ayında gittiğimizde aklımız kalmasın diye baktığımız 38Ft 1973 model Nauticat sahibi Avusturya’lı da gelip orada kaldığımız süre boyunca bütün teknesinin içini güverteye çıkartıp hem temizlik hem de bakım yapıp durdu.
Buz ararken köy içinde tanıştığımız Türk asıllı Makedon dondurmacı arkadaş çok yardımcı oldu. Sarih türkçesi, sıcak kanlılığı ve yardım severliği bizi fazlasıyla duygulandırdı.
Yakınımızda bulunan marina duş ve tuvaletleri hayatımızı kurtardı……
Punat’ta her arananın bulunması mümkün olmamakla birlikte 6Km kuzeydeki Krk kenti daha kapsamlı bir merkez.. En azından Informatıon Office fazlasıyla doyurucu (!), CONZUM’u büyük, kent merkezi hareketli ve canlı.
Fiyatlar yer yer değişken. Conzum’dan daha ucuza marinanın hemen karşısında bir başka toptancı genel alış veriş mağazası da var. Şarapları ve özellikle üzerinde bir eşek resmi olami olan Plavac kırmızı şarabını zevkle tükettik.
Yemeklerden sonra lokantalarda ikram edilen incir ve erik grappa’sı en azından benim damak tadıma hitap etmedi.Alkolü yüksek ve tatlı.
Dalgıç’a 150€
Tabanı ayrık bota 200€
Tamiri layıkı ile yapılmayan arka WC’ye 50€
Hatırladığım kadarı ile benzinin litresine 1.20€ -Yanlış hatırlıyorsam Necip Korsan düzeltir.- Verdik.
Balık yenmez ise yemekler ucuz denecek kadar makul.
Harita paftaları bizim paramızla 30TL
Hırvat karasularında seyir yapabilmek için Vignette denen Sailing Permission yıllık olarak veriliyor. Ayrıca 8 günlük kelle başı ve her gün için 1€ da Tourist taxe alıyorlar.
İstanbul’dan yola çıkmadan masa başı rota çalışması, pilot kitapların okunması ve hem onlardan hem de blog ve forum yazılarından copy/paste notların derlenmesi, yapılacak işlerin ve kumanyanın dökümü vs gibi hazırlıklarımızı zaten yapmıştık.
Her nedense ben Maxsea programını sevemedim onun yerine Maptech Pro kullandık.
1 Temmuz’da Krk Adası Punat marinasından avara olmadan önce 3 gün boyunca, yakıcı güneş altında önce sahibinden tekneyi teslim almak için harekete geçtik. Gayet ciddiye aldığı tekneyi tanıtma programı çerçevesinde her bir köşe bucağını anlatırken dinledik. Hiç kullanılmamış Budapeşte’de imal edilmiş (!?) genoa’yı ve çok az kullanılmış trenketeyi donattık. Güverte üzerinde çok kısıtlı donanım olduğu için bu yelkenleri donatırken biraz puzzle çözmemiz gerekse de İstanbul’dan gelen makaralar ve kilitlerle ve teknede bulduğumuz bir tam roda Lyros 8 kollu halatla kendi kullanımımıza uygun donanımı tamamladık.
Tıkalı olan arka kamara WC borularının tamiri ve bakımı yapıldı.Borunun içinden bir tek çorap çıkınca WC de kabul edilebilir çalışma sistemine oturdu. Patlak şişme bot yerine yine ikinci el bir bot satın aldık. Ki sonradan bu botun da tabanının sağ tüpten ayrıldığını ve kulananların diz kapaklarına kadar su içinde hizmet aldıklarını farkettik.!!!!Punat marinada bize her konuda yardım eden (!)Vladimir pek çok işte yolumuzu kısalttı diyebiliriz.
Önceki sahibi Macar İstvan ile ilk deneme seferine çıktığımızda tekne azıcık kara tren gibi kara duman atıp yavaşça yol aldı. Ertesi gün dalgıç indirip karina temizliği yapıldı. Bir gün önce ben kıç merdiveninden bota inip 9,9Hp Yamaha motoru güverteye almak için uğraşırken şaftta elimden büyük siyah midyeler görmüştüm. Varın gerisini siz tahayyül edin.
29 Haziran günü Istvan çantasını yüklenip bastondan uzatılan pasarelladan son defa pontona inip teknesi okşayıp ayrıldığını öğrendim. İyi ki o halini görmedim. İnsanın teknesinden ayrılmasının nasıl bir duygu olduğunu yaşayan bilir.
Motorun yağına suyuna bakıldı.
Punat’tan ayrılmadan önce LPG tüpü, küçük jeneratöre benzin ve yağ, motora yağ, alış veriş merkezi Conzum’dan kumanya, likit, eksik bölge haritaları, 2 adet 87 litrelik İgloo buz kutusu, internet bağlantısı için T Mobil’den Hırvat Vınn’I ve buz takviyesi yapıp yol ikmalini tamamladık.
3 gün boyunca “donatanımız” Necip Korsan bir an durmaksızın atom karınca misali oradan oraya koşturdu. Karıncalar gibi ha babam tekneye naylon torbalar içinde bir şeyler taşındı.
Elimde siyah defter listeler yapıp her alınanın üstünü çizerek sonunda ikmal işlemlerimizi tamamladık.
Bağlı olduğumuz B2 pontonunda 9 metre bir Alman teknesinin sahiplerinden biri handikape olup tekerlekli sandalyesi havuzlukta duruyordu. Bir başkasında 3.5 yaşındaki Golden Retriever sıcaktan bunalmış bütün gün uyukluyordu.
Saat 11 istikametinde bağlı motor yata gelen 2 Alman hatun tekneyi otel olarak kullandılar. Bol bol sosisli sandviç yiyip güneşlendiler.
Nisan ayında gittiğimizde aklımız kalmasın diye baktığımız 38Ft 1973 model Nauticat sahibi Avusturya’lı da gelip orada kaldığımız süre boyunca bütün teknesinin içini güverteye çıkartıp hem temizlik hem de bakım yapıp durdu.
Buz ararken köy içinde tanıştığımız Türk asıllı Makedon dondurmacı arkadaş çok yardımcı oldu. Sarih türkçesi, sıcak kanlılığı ve yardım severliği bizi fazlasıyla duygulandırdı.
Yakınımızda bulunan marina duş ve tuvaletleri hayatımızı kurtardı……
Punat’ta her arananın bulunması mümkün olmamakla birlikte 6Km kuzeydeki Krk kenti daha kapsamlı bir merkez.. En azından Informatıon Office fazlasıyla doyurucu (!), CONZUM’u büyük, kent merkezi hareketli ve canlı.
Fiyatlar yer yer değişken. Conzum’dan daha ucuza marinanın hemen karşısında bir başka toptancı genel alış veriş mağazası da var. Şarapları ve özellikle üzerinde bir eşek resmi olami olan Plavac kırmızı şarabını zevkle tükettik.
Yemeklerden sonra lokantalarda ikram edilen incir ve erik grappa’sı en azından benim damak tadıma hitap etmedi.Alkolü yüksek ve tatlı.
Dalgıç’a 150€
Tabanı ayrık bota 200€
Tamiri layıkı ile yapılmayan arka WC’ye 50€
Hatırladığım kadarı ile benzinin litresine 1.20€ -Yanlış hatırlıyorsam Necip Korsan düzeltir.- Verdik.
Balık yenmez ise yemekler ucuz denecek kadar makul.
Harita paftaları bizim paramızla 30TL
Hırvat karasularında seyir yapabilmek için Vignette denen Sailing Permission yıllık olarak veriliyor. Ayrıca 8 günlük kelle başı ve her gün için 1€ da Tourist taxe alıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder