27 Nisan 2011 Çarşamba

Okuyalım Öğrenelim: Cahil Cesareti Sendromu

22 Nisan 2011 Cuma, 14:25:0

ECE TEMELKURANYonca Şık bir yazı gönderdi. Epey anlatmıştı ve gülmüştük bu mevzu üzerine. Sizin de işinize yarayacağını düşünerek paylaşıyorum. Cesur ama cehaletsiz günler....

Dunning-Kruger Sendromu
Televizyon izlerken birilerine bakıp da "Ya bu adam bu sığlıkla nasıl buralara kadar gelebilmiş" diye düşündüğünüz oldu mu hiç?
Ya da işyerinizde sizinle aynı ya da daha üst aşamada bir görevde olan bazıları, sizde büyük bir şaşkınlık uyandırdı mı? Onlara bakıp "Bu cahillik, kendini bilmezlik nasıl fark edilmez?" diye iç geçirdiniz mi?

Justin Kruger ve David Dunning adlı iki ABD'li bu hissi çok yaşamış olacak ki, iki psikiyatri uzmanı, 10 yıl kadar önce bir teori ortaya attı:

"Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır."

Ve bunun üzerine bir araştırma başlatıldı. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşıldı:
Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

Bitmedi...

Cornell Üniversitesi'ndeki öğrenciler arasında bir test yapıldı ve klasik "Nasıl geçti?" sorusuna öğrencilerden yanıtlar istendi...

Soruların yüzde 10'una bile yanıt veremeyenlerin "kendilerine güvenleri" müthişti. Onların "testin yüzde 60'ına doğru yanıt verdiklerini" düşündükleri; hatta "iyi günlerinde olmaları halinde yüzde 70 başarıya bile ulaşabileceklerine inandıkları" ortaya çıktı.

Soruların yüzde 90'ından fazlasını doğru yanıtlayanlar ise "en alçakgönüllü" deneklerdi; soruların yüzde 70'ine doğru yanıt verdiklerini düşünüyorlardı.
Tüm bu sonuçlar bir araya getirildi ve Dunning-Kruger Sendromu'nun metni yazıldı:

"İşinde çok iyi olduğuna" yürekten inanan 'yetersiz' kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine her şeyin hakkı olduğunu düşünür!

Ancak bu 'cahillik ve haddini bilmeme' karışımı mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur. 'Eksiler' kariyer açısından 'artıya' dönüşür. Sonuçta, 'kifayetsiz muhterisler' her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler...
Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında 'fazla alçakgönüllü' davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler...
Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler...
Muhtemelen üstleri tarafından da 'ihtiras eksikliği' ile suçlanırlar... "Ne olur fazla mütevazi olmayın!... "Siz de çevrenize şöyle bir bakın" diyeceğim ama eminim bu satırları okurken bile aklınızdan bir dolu yüz, bir dolu isim geçti...
Bence Dunning ile Kruger'in, bu çalışmalarıyla 2000'de, Nobel yerine Harvard Üniversitesi'nin Ig Nobel'ini alma nedeni "cahil olmamalarıydı."

Gönlümün nobelini bu ikiliye vererek yazımı Bertrand Russel'in bir sözüyle bitiriyorum:
"Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır."

Kısacası, boşuna kendinizi kahretmeyin. Forumlarda, oralarda buralarda dil döküp, nefes tüketmeye yeltenmeyin. Sizin ne söylediğinizi bile anlamayacaklar. Hatta anlaşama çalışmayacaklar bile.

23 Nisan 2011 Cumartesi

Durum_u Ahval

13 Mart akşamı nefes darlığı ile acilen hastaneye ulaşmamdan itibaren 14 Nisan'a kadar serüven sürdü.
Sonuçta 43 yıldır hemen hemen kesintisiz içtiğim, yani 43X365X20= 314.000 adet birim sigara beni KOAH hastası yaptı. İyi haber ise sigarayı bıraktım!!!

Diğer yandan sevgili doktorların "sağlamcılığı" nedeni ile 2 kere (biri koldan diğeri el mecbur kasıktan) anjiyo, 23 saat yoğun bakım ve 10 gün sonrasında da benim kişisel şikayetim üzerine apar topar sağ üst kolda saptanan ve kesinlilkle anjiyodan kaynaklanan bir pıhtının alınması için ameliyatı sonrasında 12 günlük pansuman ve ağrıları boşuna yaşamış ve çekmiş olduğum ortaya çıktı.

Şimdilik bütün bu sergüzeşti atlamış gibiyiz. Hades'in kıyısından döndüm desem yeridir. Kendimi toparlamaya çabalıyorum. Dua ediyorum ki anjiyo amacı ile yatırıp yanlışlıkla gangren diye sağ kolumu elime vermediler.::)))

Dün neredeyse 1.5 ay sonra Tayo-Mar'a gittim. Zımparalayıp sonradan bezir yağı ile doyurduğumuz bütün küpeşte - kaporta kapağı-baston ve bocurum bastonu çok hoş siyah bir renge dönüşmüş. Ya bu rengin üzerine vernik yapacağım ya da mala cana kıyıp yeniden zımpara ve vernik yapılacak. Sintinede damla su yoktu.!! Motor ise tek basışta aldı.

Mayıs ayı başından itibaren daha sık tekneye gidip içini dışını yeniden elden geçirmem gerekecek. Geçem Mayıstan beri 1 veya 2 seyir yaptığımdan geşen yıl attığımız zehirli olduğu gibi duruyor. Dalgıç daldırıp bir temizlik ile bu yılı kurtarabilirmişim gbime geliyor.